Yollara düşmüş duygularım salkım saçak sallanıyor benliğimden. ''İnleyen nağmeler'' plakta, ruhum çırpınıyor koruk üzüm tanesinin renksizliğinde. Herşeyi bildiğini sanan dilsiz şeytanların hükümranlığının sonun gelmesini ummak…
Sabote etmek istiyorum zaman zaman mevsimlerin kısır döngüsünü. Ağaçların dalları yerde kökleri havada, güller lavanta koksun istiyorum kimi zaman. Hüzün güldürsün, mutluluk içimi yaksın…
Hiç gidilmemiş yollardan dönmek, hiç var olduğunu bilmediğim bir umuda bağlanmak istiyorum bazı zamanlar. Hiç hissetmediğim bir mutsuzluğa ağlamak ya da ne bileyim hiç ineceğim durağı olmayan bir otobüse binmek…
Anlam katıyor hayata, küçük bir sokak kokoreççisinin önünde dumanı solumak, aynı havayı çekmek ciğerlere milyonlarcasıyla.
Bitmek bilmeyen tanımadık yüzlerin geçişini izlemek, üzülmek hiç kaybedilmemiş olanlara. Bir kuğu sadeliğinde ya da minik bir incirkuşunun kalp atışlarında kaybedilmiş masumiyetlerin anısına üzülmek boşa.
Ayrı hüsranları aynı karelerde yaşayan insanların hüzzam bir şarkının notaları olarak kalacaklarını bilmek ne kadar anlamsız. Tamah etmeyi bilmeyenlerin sofrasında bir tutam azığa uzanırken titreyen gözlerin ne kadar da cüretkar umutları hırpalarken. Kendin gibi yaşayamayacağını bile bile artık düzen tutmayan aşkların kapısında nöbet tutmak niye?
Yağmur yağıyor yine. Amansızca bastıracak kimsesizlik, eşlik edecek yağmur sonrası toprak kokusuna.
Yağmur yağıyor yine bak, amansız bastıracak intizar, ne gam?
Sabote etmek istiyorum zaman zaman mevsimlerin kısır döngüsünü. Ağaçların dalları yerde kökleri havada, güller lavanta koksun istiyorum kimi zaman. Hüzün güldürsün, mutluluk içimi yaksın…
Hiç gidilmemiş yollardan dönmek, hiç var olduğunu bilmediğim bir umuda bağlanmak istiyorum bazı zamanlar. Hiç hissetmediğim bir mutsuzluğa ağlamak ya da ne bileyim hiç ineceğim durağı olmayan bir otobüse binmek…
Anlam katıyor hayata, küçük bir sokak kokoreççisinin önünde dumanı solumak, aynı havayı çekmek ciğerlere milyonlarcasıyla.
Bitmek bilmeyen tanımadık yüzlerin geçişini izlemek, üzülmek hiç kaybedilmemiş olanlara. Bir kuğu sadeliğinde ya da minik bir incirkuşunun kalp atışlarında kaybedilmiş masumiyetlerin anısına üzülmek boşa.
Ayrı hüsranları aynı karelerde yaşayan insanların hüzzam bir şarkının notaları olarak kalacaklarını bilmek ne kadar anlamsız. Tamah etmeyi bilmeyenlerin sofrasında bir tutam azığa uzanırken titreyen gözlerin ne kadar da cüretkar umutları hırpalarken. Kendin gibi yaşayamayacağını bile bile artık düzen tutmayan aşkların kapısında nöbet tutmak niye?
Yağmur yağıyor yine. Amansızca bastıracak kimsesizlik, eşlik edecek yağmur sonrası toprak kokusuna.
Yağmur yağıyor yine bak, amansız bastıracak intizar, ne gam?
Yorumlar