Ana içeriğe atla

Kayıtlar

2015 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Üzülme...

Sevgilim, dünyanın en nadide hazinesini taşıyorsun bedeninde. Kalbin... O yumuşacık kalbinin her kıpırdanışı benim hayatımda ne kocaman depremler yaratıyor bilsen. Üzdüm seni belki, üzülme. Sen her hissedişisin tenimin baharı. Sen her kanayışısın kapanmayan yaramın. Üzülme, sana dönerken sevinç, kırgınlık, keder ve dakikalar, saatler, günler. Üzülme, bir saniye önce aklımdaydın, bu saniye, her saniye oldugu gibi. Üzülme...
"Zaman her şeyin ilacı" dediler, duyduğum en büyük yalandı. Seni iyileştiremedi zaman. Aşkın kalbimde nasırlaştı ve seni gözlerime kazıdı geçen her dakika. Unutamadım. Ya sonra... Benden selam söyle sensiz geçen günlere. Benden selam söyle bensiz aldığı her nefese. Benden selam söyle kalbine... 

Sen güldün...

Sen geldin, bir cinnet sabahının ardından çıka geldin. Yürek saralarıyla çevrili, umutsuzluğun hüküm sürdüğü topraklarıma yağdın simsiyah, mutluluk… Nasıl özlemişim bilemezsin. Kan yeniden damarlarımda akmaya başladı ve sen güldün. Sadece minik bir gülümseme. Bilemezdim gücünü, bilemezdim senden akıp gelen o ufacık mutluluğun yeteceğini yaşamak için. Sen güldün, ben "ömür" dedim, "nefes" dedim, "sevda" dedim. Sen güldün, ben "aşk" dedim,  kalbim "sen" dedi. Beni affetmeni isteyemem senden. Kaçıp giden onca yılın arkasından bakıyorum mahçup bir  gönülle. Seninle geçen zeytin karası günler, ah o günler… Şimdilerde hasret sarısı günlerin yarattığı buhranla mücadele ediyorum bilesin. Gittiğinden bu yana ayak izlerini sürüyorum kalbimde. Sana kenetlenmiş zihnimin her bir santimi ya da umudumun kör talihi. Sen güldün ben öldüm. Sen güldün yeniden doğdum. Sen güldün ben ağladım, sen güldün ben güldüm. Bakışlarından yoksun gözyaşl

Teşekkür Ederim...

Sevgilim, incir gözlüm; Geçen yıl bugün aslında sahibi olduğun ve sana ait olan yüreğime sonsuza kadar yerleşeli 1 yıl oldu. Gözlerinle, saçlarınla, ruhumu yıkayan gülümsemenle, yumuşacık duygularınla yüreğime yerleşeli tam 1 yıl oldu.  Karım, evimin süsü, kederimin neşesi, arkadaşım, sevgilim, dostum, canım olalı 1 yıl oldu. Teşekkür ederim, yılların kirini pasını silip attın kalbimden. Yalnızlığın sinsi pençesinden çekip aldığın için teşekkür ederim. Şimdi yaşama teşekkür ediyorum ben de. En umutsuz olduğum, en zifiri karanlıklarda  kaybolduğum zamanlarda seni hediye ettiği için teşekkür ediyorum yaşama. Senin bana ulaşmak için benim de sana kavuşmak için verdiğimiz kan revan mücadelede attıkları iftiralarla ve yaptıkları sayısız çirkinliklerle sevdamıza güç verenlere teşekkür ediyorum en çok da.  Sabır, metanet ve aşkın oluşturduğu karışımın nasıl da güçlü bir yaşam iksiri olduğunu öğrettikleri için teşekkür ediyorum onlara. Sana aşığım… Hayatımda tesellisi olamayan te

Seninle...

Sen ve ben, bir elmanın dört yarısı gibiyiz. İkiye bölünüyorum sen çıkıyorsun, üçe bölünüyorum sen çıkıyorsun, dörde bölünüyorum, birleşiyorum sen oluyorum. Sen benim kiraz kuşum, şimdilerde senin mutluluğunun müzmin huzursuzlarda yarattığı mutsuz hezeyanları izliyorum ibretle. İliklerine işlemiş yalnızlığın yarattığı yıkıntıların arasında kaybolmuş, yok olmuş insanlar ve sen... Sen ait değilsin o dünyaya. Mutsuzluk yakışmaz ki sana, üzerinde eğreti duruyor biliyorsun. Seni kendi karanlıklarında boğmaya çalışanların yaşadıkları başarısızlığın kokuşmuşluğu sarıyor dört bir yanı ağırdan.  Bitmiyor kirlenme, bir ömür yangını adeta. Sonra izlemeye devam edeceğiz birlikte. İnsanların "namus" dersi veren sahte namusluların etraflarında saçtığı pisliği üzerlerinden temizlemeye çalışmalarını izleyeceğiz.  Nafile...  Sen önemlisin, insanlığı yok hükmünde olanlara yer yok hayatımızda. Olmayacak da.  Seviyorum seni. Beklemeleri uzun sürecek aç akbabaların mutluluğumuzun leşine konmak iç

Dileğim...

Dileğim… İncir karası kederlerin gölgesinde yitip giden yalnızlığım, bir gelen oldu biliyor musun senin gidişinle. Sıkıntı yığınlarının arasından doğan paslı güneşlerin müzmin kırılganlıkları sona erdi. Kekremsi duygusallığın yitik kalpsizliğinden kurtulalı nicedir mutluyum. Yitirdiğini sandığın anda çıkıp gelenin kıymeti biter mi? Belli ki almış güvercin gerdanında gönderdiğim selamları, belli ki konmuş penceresine azat ettiğim Kiraz kuşu. Çıktı geldi işte ansızın. Tam umutların pastan çürümeye başladığı anda çıktı geldi. Bir dilim kuru ekmeği, kimsesiz bir damla gözyaşını, bir türlü uslanmayan hüzünleri paylaşmaya geldi.  Seni öyle bir seveceğim ki pislikten kararmış yürekler bile ağaracak sığınıp sevdama. “Şıp sevdiyim”, “ayran gönüllüyüm” ya iki kolum, iki ayağım olmasa da yine senin peşindeyim.  Seni kalbimle gözlerim arasındaki o upuzun mesafede sevdim ben. Yokluğunda kalemimle, kağıdımla yaşattım seni. Bazen gözlerimden süzüldün yanağıma, bazen ufacık bir yelde aradım

İncir Gözlüm...

İncir gözlüm… Sana sevda yazmaya başlayalı yeniden barıştı kalemle kağıt. Sen akıyorsun kalemimin ucundan kıyasıya. Namert gözlerin kirlettiği sevda yazıları yeniden alev alırken yüreğimde, sen varsın gözlerimde. Seni yazarken beynimde uçuşan binlerce yalnızlık çürüyor apansız, ansız. Gözlerinde çakılıp kalan yıllarımı geri alıyorum senden. Kalbimde yana yakıla dönüp duran sen ve “hep sonradan gelir aklım başıma”…  Ölürüm yar aldığın tek bir nefes için. Senin bir tek bakışın yıkıyor gönlümdeki umutsuzlukla yüklü dağları ve sen başlıyorsun ardından sen devam ediyorsun, sen bitiriyorsun beni yazan cümleleri. Yokluğunda eskittim binlerce sensizliği, ağladı gözyaşlarım sonra kangren bir kimsesizliğin orta yerinde uyandım zehir zemberek bitmeyen kırçıl sabahlara. Yokluğunun yüklediği kederleri taşıyamadı kalbim, kanadı…  Zifiri bir sevdanın tam orta yerindeyim şimdi. Tek Dileğimsin... Senin yarattığın küçük dünyamızda yaşıyorum, yaşayacağım. Gözüm gibi seveceğim seni, ekmek gibi, h

İçin...

Sen benim en güzel "için"imsin, Sen sevmek için... Sen mutluluk için... Sen ağlamak için... Sen gülmek için... Sen kalbim için... Sen dert için... Sen keder için... Sen umut için... Sen sevda için... Sen benim için, ben senin için...