Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Çoban ateşi...

Sen gönlümde uzaklarda bir yerlerde yanan çoban ateşiydin hic sönmedin.  Kalbimde tütüyordun duman duman. Sana kavuşmak... Sonra yürümeye basladım sana doğru. Kelimelerce, cümlerce yürüdüm. Yaklaştıkça ısındı ciğerlerim. Sen kokuyordu üstüm başım buram buram. Sen giderek daha da büyüyordun, daha sıcak sanki. Ben umut ağlıyordum gözlerimde bitmeksizin. Menzil kısalırken her harfte, her kelimede ben özlem sızlıyordum anılarımda. Bir gün duydum seni, yıllar sonra ilk telaş, ilk tedirginlik ve ilk dokunuş. Sesin dokundu önce kulaklarıma. Hiç bitmesin istedim o an. Ateşin kenarındaydım artık. Umutlarım ısındı umutsuzca. Yol zordu, zorluklarla doluydu. Mayın tarlası, hain duygularla çevriliydi dört bir yanı ama sen vardın sonunda. Üç kuruşluk, pespaye dillere dolandık kıyasıya, sonra bitti. Sabır, namus, erdem galip geldi ve bitti. Sen geldin. Bana geldin. Umut oldun, aşk oldun, çiçek oldun, kalp oldun, ben oldun, sen oldun geldin. Bana geldin. Hoş geldin, iyi ki geldin. Bugün senin kalbime
En son yayınlar

İki dudağının arasında ağlayan ben...

Sensizim... Kimse kalmamış da ben kendi içimi oyuyormuşum gibi yalnızım. Şu sinsi sessizlik var ya ciğerimi inceltiyor ve sen... Yine çıkıp geleceksin biliyorum. Sıkıca kavrayıp kalbimi çekip alacaksın beni sensizliğimden. Sen bu gelişlerin kadınısın ve ben gelişini bekleyen senin. Beni anlamak zor biliyorum. Beni kırmak kolay... Senin varsıl yanlarının büyüsü sarıp sarmalarken ruhumu incinmem kolay inan bana. Sen yanıyorsun sensizlikte akıp giden duygularımın gurub vaktinde. Sen aydınlığım, gözü aydınımsın onca çürüyüp giden yılın ardından. Ve iki dudağının arasında ağlayan ben. Sen benim alım, dalım, balım, gülüm... Ne anlatıyor gözlerin? Hangi ızdıraplardan süzüldü bakışların? Beni itme, itme beni aşkının kıyısına. Sevmiyorum kıyıları, senin kollarında olmalıyım, sana doymalıyım. Sana verecek ne çok sevda birikti bir bilsen. Ne çok aşk bekletiyorum sana bir bilsen. Ben her gün, yeniden iman ederken kömür karası saçlarına beni incitmek kolay inan bana. İncitme...

KALBİNE MUHTACIM...

Kalbim kokluyor seni, nereye gitsen, nerede olsan buluyor. Sen benim yaşamımın özetisin. Seninle başlıyor nefes, seninle sürüyor umut ve seninle yaşıyor kalbim. Sen benim ruhumdan, özümden damıttığım biricik duygularımın en anlamlı, en temiz yanısın. Sen gönlümden kopup gelen en durdurulamaz, beni içerisine alıp yok eden, eriten çığsın. Senin olmak… Ben senin tek bir damla gözyaşına kıyamazken, benden uzakta nefes bile alma. Yollar uzayıp giderken kalplerimizde, şunu bil ki kıymeti yok sensiz süregiden günlerin. Sen o kadar hızlı, o kadar merhametsizce kazındın ki gözlerime, olmadığın hiçbir bakış anlamlı değil. Sana bin kez yemin ederim aldığın tek nefese ölürüm. Tanrıma emanet ederken ömrüm gözlerini biliyordum ki sen hep benimdin. Seni sevmek nefes, seni sevmek umut, seni sevmek yaşam, seni sevmek hüzün, seni sevmek acı, seni sevmek gözlerin… Bir yolculuksun hiç durağı olmayan, sen uçsuz bucaksın bir okyanussun, sonun yok. Gidiyorum, gidiyorum, koşuyorum milyonlarca

Sana emanet...

Sensizdim, yüreksiz, kimsesiz duyguların bedenimde yarattığı akisleri izledim uzunca bir süre. Sonra esmer bir ışık sızdı kalbimin çatlaklarından. Bir baştankara havalandı uzaklardan, kanat sesi kulaklarımda. Senin sesin... Özlemişim... İlk "merhaba" biraz çekingen, çokça mahçup. Sen dileğimdin, seni diledim kalbinden, biliyordum, kalbinin bulacağını yolumu. Ben de yolunu kaybetmedim hiç. Yurdumdun, evimdin, barkımdın. Hiç kaybetmedim yolunu. Umutlar iz sürdü, kokun ellerimde, gözlerin yüreğimde.  Şimdi yine senin yolundayım, aşk iz sürüyor bugünlerde. "Gidiyorum..." Köklerim sende, senin toprağına tutunmaya geliyorum. Yeni bir gökyüzü, yeni ağaçlar, yeni kaldırım taşları ve sen. Kalbim sana emanet, iyi bak ona...

İyi ki...

Seni gözümle yüreğim arasındaki o kısacık bir o kadar uzun yolda sevdim ben. Sen uzaktaydın oysa, hiç aşılmaz sanıyordum hissiz mesafeler. Yazdım sadece, umut ettim... Yaşanan onca yürek sarasının sabahında umuda uyandım umutsuzca. Sen gelmedin, belki de gelemedin. Yüreğimde seninle adımlarken yaşamı, elinden tuttum sana ait duyguların ve sensizliğin. Yanımdasın şimdi, bırakmayacağım ellerini, sözüm var. Ne güzel bu gün. Senin ciğerlerinin nice umutla, kötülükle ya da mutlulukla dolu gökyüzüyle ilk teması oldu bugün. Beni soludun, bana aittin. Hoşgeldin... 

Sen oluyor...

Anlatamıyorum seni kısa kalıyor umutlar, yüreğimde intihar ediyor bütün afilli kelimeler. Kirpiklerini öpüyorum çaresizce, bakışların donuyor gözyaşlarımda. Işık arıyorum yokluğunda, renkler dönüşüyor soluksuzluğumda. Beni arıyorum sende, benliğim oluşuyor senliğimde. Sükut etsin artık bağır çağır yıkık geceler, geliyorsun karanlık bitiyor, minik bir çiçek baş veriyor onca keşmekeşin arasından, adı "beni unutma"... Yaşam olsun, kan yürüsün kalbime diyorum, duygularım pıhtılaşıyor keskin gölgelerimde. Özlem sızıyor ciğerimin çatlaklarından, gözlerin geliyor, herkes gidiyor sonra. Senin kalbimde yarattığın depremleri hissediyorum, bitmiyor... Her sarsıntı yeni duygular inşa ediyor, yıkıyor aciz kimsesizlikleri Yeniden doğarken yaşama ellerim, gözlerim ve ben. minicik bir çiçek uç veriyor sinsi yılgınlıklar arasından, gözlerimde bir damla umut, sen oluyor...   

Üzülme...

Sevgilim, dünyanın en nadide hazinesini taşıyorsun bedeninde. Kalbin... O yumuşacık kalbinin her kıpırdanışı benim hayatımda ne kocaman depremler yaratıyor bilsen. Üzdüm seni belki, üzülme. Sen her hissedişisin tenimin baharı. Sen her kanayışısın kapanmayan yaramın. Üzülme, sana dönerken sevinç, kırgınlık, keder ve dakikalar, saatler, günler. Üzülme, bir saniye önce aklımdaydın, bu saniye, her saniye oldugu gibi. Üzülme...