Hüzzam bir gurur çare mi bu saatten sonra? Sevdalar paslanmış çakaralmaz, sabırsız. Kalpten sorumlu intizarlar bile çekip giderken birbiri ardı sıra sen neredesin? Bu sana kaçıncı yazı? Bu sana kaçıncı sitem? Sen mi erkensin, ben mi geç? Gönlün perişan. Yorgunluk akarken göz pınarlarından, ızdıraplarının erittiği bedenin acıyor gün be gün, hissediyorum. İstemiyorum gözlerimin sensizliğe alışmasını, istemiyorum ömrünün sevgisiz bitmesini. Yazık. Mahçupsun biliyorum. İnadına yaşadığın duygudan yoksunluğun dibine vuruyorsun yavaş yavaş. Bundan sonrası kahır inan. Sonrası içten çürüten gamsızlık. Bu sana kaçıncı yazı, kaçıncı sitem? Umarsızca saçıp savurduğun saflığın nerede? Nerede bıraktın gülümsemelerini, hangi tenlerde erittin masumiyetini? Ne olur toparlan artık. Bu sahile vurmuşluk, bıkkınlık sona ersin artık. Biliyorsun kimse sen değil, senin gibi değil.
Dünya üç beş bilgisizin elinde; Onlarca her bilgi kendilerinde. Üzülme, eşek eşeği beğenir, Hayır var sana kötü demelerinde Ömer Hayyam...