Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Haziran, 2013 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Kısacık...

Tek üzüntüm, senin nasıl mutlu olacağını senden daha iyi bilen insanlarla kıyasıya, nefessiz çevrili olman. Çaresiz boyun eğeceksin hırçın, sevgisiz, nefret dolu sahte bilgelere biliyorum. 

Biliyorum...

Biliyorsun delilik benle olmak. Savrulduğumda tozlarım kaplıyor dört bir yanı. Uzun sürüyor gidişlerim. Kapatıyorum yolları umutsuzluğumla. Kırıyorum, incitiyorum biliyorum. Sonra güneşi kapatıyor hiddetim. Biliyorum. Kızgın, kinli duyguların hükmettiği benliğim yanıyor kızılca kıyamet adeta.  Ya sonra? Duygular körelince, yürek durulunca ki durulalı oluyor çokça zaman.  Sonra işte sonrası önemli. Simsiyah bir güneş uç veriyor ötelerden berilerden.  Hep aynı şey oluyor.  Herşey,  herkes gidiyor, sen geliyorsun. Hatalarınla, günahlarınla sen geliyorsun. Ben? Ben bekliyorum, gelişini.  Hep aklın takılı, "unutmamışsa" diye. Geçti inan geçti. Kan damlamıyor ciğerlerimden artık.  Ağlamıştım... Şahit buna iki şehir arasındaki yol,  ağaçlar.  Sen yıktın, sen dağıttın, sen savurdun, sen dürüsttün... Anlamamıştım, anladım. Anladığımı anla lütfen. Hatırlama,  hatırlatma.   Sen önemlisin. Gözler özlüyor, kalp çağırıyor. Çağrılısın kalbime,  unutma. Zamanı uzatma. Yürüme artık, koşmaya b

Zamansız...

Düşlerimin dinginliğine iman etsem de ruhumdaki nümayiş büyüyor tükenen her duygunun ardından.  Tutamadığım sözlerin elleri yakamda, arkamda kalıyor, uzaklaşıyorum gitgide birbirine benzeyen yüzlerden. Nefesler sıcak değil artık, üşütüyor apansız. Ve sen, sen gel artık. Yine zamansız gel, ansız. Geldin... Ne yazık, çok yazık, çaresiz, biliyorsun yine zamansız, ansız... Özgür...