Sen ve ben, bir elmanın dört yarısı gibiyiz. İkiye bölünüyorum sen çıkıyorsun, üçe bölünüyorum sen çıkıyorsun, dörde bölünüyorum, birleşiyorum sen oluyorum. Sen benim kiraz kuşum, şimdilerde senin mutluluğunun müzmin huzursuzlarda yarattığı mutsuz hezeyanları izliyorum ibretle. İliklerine işlemiş yalnızlığın yarattığı yıkıntıların arasında kaybolmuş, yok olmuş insanlar ve sen... Sen ait değilsin o dünyaya. Mutsuzluk yakışmaz ki sana, üzerinde eğreti duruyor biliyorsun. Seni kendi karanlıklarında boğmaya çalışanların yaşadıkları başarısızlığın kokuşmuşluğu sarıyor dört bir yanı ağırdan. Bitmiyor kirlenme, bir ömür yangını adeta. Sonra izlemeye devam edeceğiz birlikte. İnsanların "namus" dersi veren sahte namusluların etraflarında saçtığı pisliği üzerlerinden temizlemeye çalışmalarını izleyeceğiz. Nafile... Sen önemlisin, insanlığı yok hükmünde olanlara yer yok hayatımızda. Olmayacak da. Seviyorum seni. Beklemeleri uzun sürecek aç akbabaların mutluluğumuzun leşine konmak iç
Dünya üç beş bilgisizin elinde; Onlarca her bilgi kendilerinde. Üzülme, eşek eşeği beğenir, Hayır var sana kötü demelerinde Ömer Hayyam...