Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ekim, 2013 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Sen...

Müstehzi gülüşlerinin yarattığı yıkıntının büyüklüğünü anlatamam. Anlamsız serzenişlerinin çevrelediği duygularımın izini sürüyorum kayıp savanlarda. Gökkuşağı mavisi ya da sarısı... Nasıldır acaba tam altından bakmak gökyüzüne? Merak kırmızısı, hırçın lal hıçkırığı, Kan kızılı yüreğimin içerisi, mahşeri bir sual günü ortasında kalakalmışım, yorgun... Özgür

İbretlik insanlar için...

Sana iki satır birşeyler yazmak için alıyorum kalemi elime. Zaten şu sıralar tek yazabildiğim senin bende yarattığın duyguların yön verdiği kelimeler. Sana birşeyler yazmak aslında bir hesap döngüsü belleğimde. Sana bunca yazmışken, sen bunca yerleşmişken kalbime, sen bunca yol almışken benliğimde şimdi diyorlar ki ''olmaz''... Ey sevgi fukarası, haddini, kendini bilmez. Sen kimsin? Edebimden susuyorum, senden korktuğumu mu sandın yoksa? Sen sadece sinsi kaypaklığına, pişkin arsızlığına, kokuşmuş ahlaksızlığına kurban etmeye çalışıyorsun aşkı. Ne senin ne de taşeronluğunu yapan kimsesizlerin gücü yeter inan buna. Senin anlayamayacağın; senin ömrün boyunca boğazına kadar gömülü olduğun pisliğin içerisinde yeşertemeyeceğin tertemiz bir şeyler vücut buluyor her gün bu topraklarda. Sen ve senin gibi hiç sevilmemiş kemik yığınlarından sevgiye hürmet beklemek ne kadar saçma oysa ki. Sen ve senin gibi silikonlu hayat yaşayan, hormonlu beyinlerden sevgiyi anlamalarını b

Kalbime...

Ben seni yürümeye çocuktum başladım, hala yürüyorum bitmedin. Bazen mavi yolumsun, bazen kangren... Ben seni yürümeye ağzım süt kokuyordu başladım. Yürürken ağladım bazen, bazen sen oldum bazen ben. Ben seni yürümeye seni yazarak başladım ve seni benim yaptım. Seni yürürken yorulmadım hiç, bıkmadım. Ben seni yürümeye beni koşarken başladım ve hayatımı sana akıttım. Ben seni yürümeye sen bana ağlarken başladım, gözyaşlarının arasında, hıçkırık karası. Buhranlarımın, karaltılı duygularımın baskıladığı saralı hallerim arasında yürümeye başladım seni, sen simsiyah güneşim kalbime doğarken. Ben seni yürümeye sen beni sızlarken başladım kalbim. Hatalarınla yüzleşirken sen, onları kabullenirken ben, seni yürümeye başladım, bitmedi. Bitme kara çiçeğim, her mevsimde gönül bahçemde ol, solma. Ben seni, sen bana hesabını sorarken sensiz yıllarımın yürümeye başladım. Ben seni yürürken sevmeye başladım kendimi. Sonra sen ben oldun giderek, ben de karıştım sana. Ben beni sana emanet ettim bir