Ne fark eder? Buğday rengi ya da güneş sarısı bir rüya… Bu kadar fark etmeyen iniş çıkışların arasında ne fark eder ha kış ha yaz? Ne yana savrulsam bilemiyorum. Ne yana? Kan kırmızısı gülüşler ya da esmer ağlamalar ne fark eder? Kalem elimde savuruyorum kaygısızca. Bu kadar kelime, bu kadar kızgınlık sıçrıyor kağıda. Ne fark eder, gelmişsin ya da gitmişsin? Savruk bir burukluk yaşayan benlik, benden çıkmış artık yarattığın telaş…
Çözemem bu kadar düğümlenmiş bir denklemi. Hangisi bilinmeyen, hangisi bilinen? Griliğin hakim olduğu yaşantıların çekim alanından kurtulmaya debelen biraz. Sakinlik, dinginlik ya da yasak sana iç çekmeler.
Tabanlarım yanıyor, bu yolu yürümek zor. Gökyüzü kaynıyor adeta, destansı bir fecre hazırlanıyor sanki bulutlar. Her yer bıçak bıçak kızıla kesmiş.
Cümleler inatçı, kelimeler bir o kadar arsız. Ben mi onları yazıyorum onlar mı beni?
Bir çobanaldatan havalanıyor ötelerden. Kanatlarının yarattığı ışık hüzmesi akıyor coşkun bir ırmak gibi arkasından. Yükte hafif, yüreğe ağır duyguların bunaltısı baskın veriyor. Gözlerimi kapatsam geçecek mi acaba?
Asi duygulara boyanmışsın ruhunun en tenha köşelerine kadar anladım.
Ne fark eder söyle, ha sakin bir gölsün ha hırçın bir deniz? Ne fark eder, ha uzun bir yolsun ha dar bir patika? Ne fark eder söyle, ha varılacak bir menzilsin ha ulaşılamayacak kadar uzakta? Söyle ne fark eder?
Çözemem bu kadar düğümlenmiş bir denklemi. Hangisi bilinmeyen, hangisi bilinen? Griliğin hakim olduğu yaşantıların çekim alanından kurtulmaya debelen biraz. Sakinlik, dinginlik ya da yasak sana iç çekmeler.
Tabanlarım yanıyor, bu yolu yürümek zor. Gökyüzü kaynıyor adeta, destansı bir fecre hazırlanıyor sanki bulutlar. Her yer bıçak bıçak kızıla kesmiş.
Cümleler inatçı, kelimeler bir o kadar arsız. Ben mi onları yazıyorum onlar mı beni?
Bir çobanaldatan havalanıyor ötelerden. Kanatlarının yarattığı ışık hüzmesi akıyor coşkun bir ırmak gibi arkasından. Yükte hafif, yüreğe ağır duyguların bunaltısı baskın veriyor. Gözlerimi kapatsam geçecek mi acaba?
Asi duygulara boyanmışsın ruhunun en tenha köşelerine kadar anladım.
Ne fark eder söyle, ha sakin bir gölsün ha hırçın bir deniz? Ne fark eder, ha uzun bir yolsun ha dar bir patika? Ne fark eder söyle, ha varılacak bir menzilsin ha ulaşılamayacak kadar uzakta? Söyle ne fark eder?
Yorumlar