Bazen seni düşünürken buluyorum kendimi. Onca zamandan sonra yine aklıma gelmen ne kadar garip. Aklımdan geçerken sen dalga dalga unutamamışım yanaklarının arasında gizlediğin sıkılgan, mahçup gülümsemeni.
Çocuk hayallerimizde, mert duygularla süslediğimiz minik aşkımız. Gizlice, sessizce yaşadığımız sevgimiz bizimdi, biz ona aittik.
Acaba sende beni düşünüyor musun? Parmaklarımın ucundan akıp giden kelimelerin ilham perisi olan sen, belki de şu anda çocuğunun saçlarını okşuyorsun. Çok özlüyorum, o yılları, seni, o zaman ki beni. Kirlenmemiş, tertemiz duyguları, billur hisleri. Seni çok seviyordum. Kışın üşüdüğümü anladığında şapkanı benim başıma takmanı, senin soğuktan kızarmış yanaklarına dokunmayı seviyordum. Suçlama kendini, sen bu sevgi için elinden gelin yaptın. Ben, ben mi asla, yapmadım. Beni yıllarca bekledin, bense senin beklediğini bile bile... Yapamadım, bilemiyorum. Bunca yıl sonra kendime itiraf ediyorum seni hep sevdim, özledim. Duygularının kıymetini bilemedim galiba. Anlayamadım seni. Hep "çocukluk aşkı" gözüyle baktım sevgimize. Affedebilecek misin beni?
Hayat bizi başka köşelere savurdu. Sevda yolculuğumun temelinde var olan sen, unutma beni. Sana ömrünün sonuna dek mutluluk diliyorum.
İlk aşk idi bu. Onu belleğin en silinmez yerine hapseden şey de bu olsa gerek. Sana hakettiğin bu yazıyı yıllar sonra yazıyor olmam beni üzmüyor, aksine mutlu ediyor. Minik aşkımızı taçlandırmak istedim minik aşkım. Çünkü yıllar sonra bile beynimin kıvrımlarından sana bu duyguları süzüyor olmakla sonsuz bahtiyarım... Sen benim silgi, tebeşir kokulu okul sıralarından çıkardığım, yüreğimin sıcaklığında erittiğim, biricik, hiç bitmeyecek, bende yaşayacak duygularımın sahibisin.
Pencerelerimiz birbirine bakardı hatırlar mısın? Senin siluetinin pencerenizin camında belirmesini beklerdim saatlerce penceremizin önünde. Hep mutlu biterdi bekleyiş sen de hissederdin, çıkardın cama. Dakikalarca seni izlerdim, küçüktüm daha. Aşıktım sana... Saçlarını savura savura yürüyüşün... Aşıktım sana.
Ailenle gittiğin tatillerden dönüşünü beklemek ne zordu. Gözüm her sabah evinizde, "bir kıpırtı var mı" diye. Geldiğin gün mutluluk zirveye tırmanırdı. Ciğerlerim bir başka teneffüs ederdi havayı, kalbimin heyecanlı çırpınışlarını dışarıdan duyacaklar diye korkardım.
Çok güzeldin, bizim oraların en güzel kızıydın bence. Senden hiç vazgeçemedim ben. Seni aramayı, ellerini yeniden tutabilmeyi o kadar çok istedim ki. Eminim ki sen de beni unutmadın ve ömrün boyunca da unutmayacaksın çünkü ben de senin ilk aşkındım, ilk aşkım.
Son söz, seni yüreğimde yaşatacağım. Yıllar sonra yeniden sığınıyorum sevgine, arınıyorum geçmişin yıpratamadığı temiz duygularımızda.
Ölene dek öpeceğim soğuktan kızaran, gül açmış yanaklarından.
Özgür Çoban
Çocuk hayallerimizde, mert duygularla süslediğimiz minik aşkımız. Gizlice, sessizce yaşadığımız sevgimiz bizimdi, biz ona aittik.
Acaba sende beni düşünüyor musun? Parmaklarımın ucundan akıp giden kelimelerin ilham perisi olan sen, belki de şu anda çocuğunun saçlarını okşuyorsun. Çok özlüyorum, o yılları, seni, o zaman ki beni. Kirlenmemiş, tertemiz duyguları, billur hisleri. Seni çok seviyordum. Kışın üşüdüğümü anladığında şapkanı benim başıma takmanı, senin soğuktan kızarmış yanaklarına dokunmayı seviyordum. Suçlama kendini, sen bu sevgi için elinden gelin yaptın. Ben, ben mi asla, yapmadım. Beni yıllarca bekledin, bense senin beklediğini bile bile... Yapamadım, bilemiyorum. Bunca yıl sonra kendime itiraf ediyorum seni hep sevdim, özledim. Duygularının kıymetini bilemedim galiba. Anlayamadım seni. Hep "çocukluk aşkı" gözüyle baktım sevgimize. Affedebilecek misin beni?
Hayat bizi başka köşelere savurdu. Sevda yolculuğumun temelinde var olan sen, unutma beni. Sana ömrünün sonuna dek mutluluk diliyorum.
İlk aşk idi bu. Onu belleğin en silinmez yerine hapseden şey de bu olsa gerek. Sana hakettiğin bu yazıyı yıllar sonra yazıyor olmam beni üzmüyor, aksine mutlu ediyor. Minik aşkımızı taçlandırmak istedim minik aşkım. Çünkü yıllar sonra bile beynimin kıvrımlarından sana bu duyguları süzüyor olmakla sonsuz bahtiyarım... Sen benim silgi, tebeşir kokulu okul sıralarından çıkardığım, yüreğimin sıcaklığında erittiğim, biricik, hiç bitmeyecek, bende yaşayacak duygularımın sahibisin.
Pencerelerimiz birbirine bakardı hatırlar mısın? Senin siluetinin pencerenizin camında belirmesini beklerdim saatlerce penceremizin önünde. Hep mutlu biterdi bekleyiş sen de hissederdin, çıkardın cama. Dakikalarca seni izlerdim, küçüktüm daha. Aşıktım sana... Saçlarını savura savura yürüyüşün... Aşıktım sana.
Ailenle gittiğin tatillerden dönüşünü beklemek ne zordu. Gözüm her sabah evinizde, "bir kıpırtı var mı" diye. Geldiğin gün mutluluk zirveye tırmanırdı. Ciğerlerim bir başka teneffüs ederdi havayı, kalbimin heyecanlı çırpınışlarını dışarıdan duyacaklar diye korkardım.
Çok güzeldin, bizim oraların en güzel kızıydın bence. Senden hiç vazgeçemedim ben. Seni aramayı, ellerini yeniden tutabilmeyi o kadar çok istedim ki. Eminim ki sen de beni unutmadın ve ömrün boyunca da unutmayacaksın çünkü ben de senin ilk aşkındım, ilk aşkım.
Son söz, seni yüreğimde yaşatacağım. Yıllar sonra yeniden sığınıyorum sevgine, arınıyorum geçmişin yıpratamadığı temiz duygularımızda.
Ölene dek öpeceğim soğuktan kızaran, gül açmış yanaklarından.
Özgür Çoban
Yorumlar