Senden haber beklerken yitip giden saniyelerin ardından bakmaya cesaret edemiyorum bilesin. Geçe bırakma cevabını, beklerken ömrüm tükeniyor bilesin. Zaman akmak bilmiyor yelkovandan, akrepe. Fal açıyorum kalp atışlarımdan ha şimdi ya da sonra diye. Donup kalıyorum son yazdığın iki satırın arasında. Bir satırdan diğerine... Uzun sürüyor, beklemek en zoru. Güvercin gerdanlığında sakladığım duygularım uçuşuyor havada. Etrafım kıyasıya puslanıyor. Sonra yeniden yol almaya başlıyorum senin sevda kervanında.
Ahvalim budur candan ötem. Gayrı sen yaz halimi istidaya ver hakime. Bakalım el birliğiyle bunun bir çaresine. Bilesin, sana sevdam ilk başladığı gibi sürecek daima. Kokuşmuş, iflah olmaz toprağımın üzerinde sen taze bir çiçeksin. Yeni yeni açıyorsun henüz. Yüreğimin kanıyla suluyorum her gün özenle seni. Kimsenin bilmediği, kimsenin ilişemeyeceği köşesindesin gönlümün. Sana aitti belki yıllar öncesinden. Yeşeriyorsun orada alabildiğince. Gözlerinle, saçlarınla, gülüşünle, boyunla, posunla, melankolinle, incinmiş, kırılgan duygularınla kök salıyorsun toprağıma. Ciğerimin köşesi, bir okka bile kızmıyorum kendime. Kalemim yeniden uçuşuyor kağıdın üzerinde. Senin kokundan, senin varlığından besleniyor...
Sen şimdi belki de ''olur mu böyle bir şey'' diyeceksin. Umrumda değil bilesin. Özlemişim sevda sızısını. Birisini düşünmeyi özlemişim gecenin bir yarısı uyanıp...
Sen sevda yağmuru olup düşerken çorak gönlümün kıyılarına. Ben kana kana içeceğim gözlerinden aşkı. Hiç şüphe olmasın yüreciğinde tertemiz duygularım, sanrıların hüküm sürdüğü, keşmekeş dehlizlerinde sürünen ben ayaktayım şimdi dimdik.
Özgür Çoban
Ahvalim budur candan ötem. Gayrı sen yaz halimi istidaya ver hakime. Bakalım el birliğiyle bunun bir çaresine. Bilesin, sana sevdam ilk başladığı gibi sürecek daima. Kokuşmuş, iflah olmaz toprağımın üzerinde sen taze bir çiçeksin. Yeni yeni açıyorsun henüz. Yüreğimin kanıyla suluyorum her gün özenle seni. Kimsenin bilmediği, kimsenin ilişemeyeceği köşesindesin gönlümün. Sana aitti belki yıllar öncesinden. Yeşeriyorsun orada alabildiğince. Gözlerinle, saçlarınla, gülüşünle, boyunla, posunla, melankolinle, incinmiş, kırılgan duygularınla kök salıyorsun toprağıma. Ciğerimin köşesi, bir okka bile kızmıyorum kendime. Kalemim yeniden uçuşuyor kağıdın üzerinde. Senin kokundan, senin varlığından besleniyor...
Sen şimdi belki de ''olur mu böyle bir şey'' diyeceksin. Umrumda değil bilesin. Özlemişim sevda sızısını. Birisini düşünmeyi özlemişim gecenin bir yarısı uyanıp...
Sen sevda yağmuru olup düşerken çorak gönlümün kıyılarına. Ben kana kana içeceğim gözlerinden aşkı. Hiç şüphe olmasın yüreciğinde tertemiz duygularım, sanrıların hüküm sürdüğü, keşmekeş dehlizlerinde sürünen ben ayaktayım şimdi dimdik.
Özgür Çoban
Yorumlar